İnsan yaşamının her evresinde gerekli olan süt, C vitamini ve demir dışında makro ve mikro besin öğeleri için iyi bir kaynaktır. Özellikle çocukluk, gebelik-emziklilik ve yaşlılık dönemlerinde kemik sağlığı açısından oldukça önemli olduğu bilinmektedir. Süt ve süt ürünlerine özellikle kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere bazı önemli mineraller, protein ve riboflavin gibi bazı B grubu vitaminlerin kaynağı olarak bakıldığında halk sağlığı açısından önemli bir besin grubu olduğu hemen anlaşılacaktır.
Süt proteini iyi kaliteli olup, vücutta kullanım oranı %
90’dır. Süt proteinlerinin vücutta bilinen büyüme-gelişmeye katkısı, doku
farklılaşmalarındaki etkinliğinin yanı sıra; kalsiyum emilimi ve immün
fonksiyonlar üzerine olumlu etkilerinin olduğu, kan basıncını ve kanser riskini
azalttığı, vücut ağırlığının kontrolünde etkin olduğu, diş çürüklerine karşı
koruyucu olduğu bilinmektedir.
Süt karbonhidratı olan laktoz, süt enerjisinin kaynağıdır.
Laktoz, beyin ve sinir hücrelerinin oluşumunda, bağırsak hareketlerini
düzenlemede yardımcıdır. Uygun ortam (pH) sağlayarak faydalı bağırsak
bakterilerini geliştirir. Süt içme alışkanlığı olmayanlarda hafif mide
bulantısı, karında gaz, midede ekşime ve hafif ishal görülebilir. Bu bulgular
süt içmeye devam ettikçe geçer.
Süt yağı, süt enerjisinin bir diğer kaynağıdır. Yağda eriyen
vitaminlerin (A, E, D, K) emilimini sağlar. Özel durumlarda ve yetişkinlik
çağında yarım yağlı ya da yağsız süt de tüketilebilir. Süt yağında bulunan yağ
asitlerinin, özellikle çocukların sinir sistemi ve entelektüel kapasitelerinin
gelişimini sağlayan bir değişken olduğu bildirilmiştir.
Süt, minerallerden (kalsiyum, fosfor, iyot, sodyum,
magnezyum) zengindir. Süt, hiç bir besinde olmadığı kadar fazla ve
kullanılabilirliği yüksek kalsiyum mineralini içerir. Kalsiyum, fosfor ve
magnezyum kemik dokusunun temel bileşenidir. Çocukluktan 20-25 beş yaşına kadar
dengeli beslenme ile kemik mineral dokusu artar. Yaşlılıkta ise hareketsizlik
ve hormonal dengenin değişimine bağlı olarak kemik mineral dokusu azalır.
Kalsiyum, fosfor ve protein içeriği zengin olan süt, çocukluk ve gençlikte
kemik dokusunun gelişimini sağlar, yaşlılıkta ise kaybı azaltır. Süt proteini,
kalsiyum emilimini arttırdığı gibi, kemik dokusu hücrelerinin oluşumunu sağlar.
Süt karbonhidratı olan laktoz da ince bağırsaklardan kalsiyum emilimini
arttıran önemli bir faktördür.
Süt, büyüme ve gelişmeyi, besin ögelerinin vücutta elverişli
kullanılmasını, sinir sisteminin fonksiyonlarının yerine getirilmesini, vücut
direncinin gelişmesini ve kan yapımında fonksiyonu olan çok sayıda vitaminleri
içerir. Riboflavin (B2 vitamini), B12, A vitamini, B6, B1, niasin ve folik asit
sütte yeterli miktarda bulanan vitaminlerdir. Sütün bileşiminde yer alan başta
vitaminler ısı ve ışık gibi birçok fiziksel ve kimyasal etkiye karşı son derece
duyarlıdırlar. Sütün işlenmesi sırasında özellikle ısı ile muamele ve taşınma
sırasında ultraviyole ışınlara maruz kalmaları ile besin ögelerinde oluşan
kayıplar sağlık açısından istenilmeyen bir durumdur.
Süt ve süt ürünleri tüketiminin arttırılması, yeterli ve
dengeli besin öğesi ve enerji alınımının sağlanması açısından sağlık
profesyonelleri tarafından önerilmektedir. Dünya geneline bakıldığında her ülke
için farklı miktarlarda süt ve süt ürünleri tüketimi söz konusudur. Ülkemizde
ise süt içme alışkanlığının çok az olduğu dikkatleri çekmektedir. 1974 Türkiye
Ulusal Beslenme Araştırması sonuçlarına göre süt–yoğurt tüketimi kişi başına
günlük 78,7 gram iken, 1984 yılı araştırmasında 69 grama düşmüştür.
Sütün besin öğesi içeriği elde edildiği hayvan türüne göre farklılık
göstermektedir. Ortalama %88’i su olan inek sütü 100’den fazla farklı bileşen
içermektedir. Süt ve süt ürünleri; protein, kalsiyum, fosfor, A vitamini, bazı
B vitaminleri (özellikle riboflavin, B12 ) için iyi bir kaynaktır.
Sağlıklı bireylerin yeterli ve dengeli beslenmesi için
tüketilmesi önerilen süt miktarı yaş, cinsiyet ve fizyolojik duruma (büyüme ve
gelişme dönemi, gebelik, emziklilik, yaşlılık) göre değişiklik göstermektedir.
Ulusal Süt ve Süt Ürünleri Konseyi’nin yayınladığı Beslenme Rehberi’nde 2-4
(400-800 ml) porsiyon ve Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yetişkin
bireylerin 2 porsiyon [bir porsiyon: bir orta boy su bardağı (200 ml)],
çocuklar, adölesan dönemi gençler, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası
kadınların 3-4 (600-800 ml) porsiyon tüketmeleri önerilmektedir.
İnsan beslenmesinde mükemmel bir gıda olarak nitelendirilen
sütten elde edilen başta peynir, yoğurt, tereyağ, dondurma olmak üzere süt
ürünleri de vazgeçilmez gıdalardır.
Tereyağı fazla miktarda yağ içermesi nedeniyle enerji
kaynağı olduğu gibi, sindirilme oranı da yüksektir. Ayrıca vit A içerir.
Peynir, yine en önemli protein, yağ, kalsiyum, fosfor ve vit
A kaynağıdır.
Dondurma, lezzetli ve kolay sindirilebilir bir ürün
olmasının yanında, protein, kalsiyum, fosfor ve vit B1 içerir. Fazla miktarda
yağ içerdiğinden aynı zamanda vit A kaynağıdır.
Yoğurt, sindirimi kolay, beslenme değeri yüksek, doğal
bağırsak florasının oluşmasına yardımcı, her gün diyette bulunması gerekli en
önemli süt ürünüdür.
Yine kefir, asidofiluslu süt, krema gibi süt ürünleri de
beslenme ve sağlık açısından önemli süt ürünleridir.
Bu özellikleri nedeniyle süt, sağlığın korunarak devamını
sağlayan önemli bir besindir. Ancak sütçok sayıda ve önemli fonksiyonları olan
besin öğelerini yapısında bulundurması nedeniyle, tüketilmesi gereken sütün
mikroorganizmalar açısından da önemli bir besin olduğu hiçbir zaman
unutulmamalıdır.
Süt, insanda hastalığa neden olabilen zararlı
mikroorganizmaların üremesi için elverişli bir besi yeridir. Brusella (yavru
atar hastalığı), tüberküloz, tifo, paratifo, şap, şarbon, sarılık gibi hastalık
etkenleri çiğ sütten insana geçebilen hastalıklardır. Sağımdan tüketiciye
ulaşıncaya kadar açıkta kalan süte, süt sağıcısından, kaplardan, hayvan
memesinden (kan, irin, kıl vb.) ve çevreden (toz, toprak, haşarat ve gübre
atıkları) de bulaşanlar geçebilmektedir.